Cuma, Mayıs 07, 2010

Yorgun değilim...

Yorgun değilim,
seni beklemekten,seni düşlemekten,geçen günlerden,
yeniden başlasam da bir başka yenilgiye.

Yorgun değilim,
ne aşktan,ne dostluktan,ne de ölümden,
geceye gözlerimi açarak bakıyorum.

Yorgun değilim,
ne acıdan,ne umuttan,ne de korkudan,
sonbaharla birlikte kazıya başlıyorum.

Yorgun değilim,
ne geçmişten,ne şimdiden,ne de gelecekten;
bir yanlızlığım vardı,gittikçe aşıyorum.

Perşembe, Nisan 08, 2010

Gözyaşımın Sahibi....

Aklımda cevapsız sorular...
Gözlerim buğulu..
Ya hayat sular altında kaldı,ya da ağlıyorum için için...
Dudaklarımdan düşen anlamsız tebessüm..
Tebessümümün anlamsızlığı iyileştirmekte kabuslarımı...
Kabuslarımın çığlığı,
Çığlıklarımın yankısı...
Her gözlerimi kapatışımda seyirime gelen o silüet..
SEN!
Ne sıfatlar verdim o anlamsız kimliğine..
Ne anlamlar yükledim,yok saydığın varlığına..
Ne masallar..Ne hikayeler yazdım...
Seninle vardım..
ve seninle karanlığa büründüm...
Her adımda seninleydim..
Ve bende birgün bittim!...

Sizce Hangisi???.....

Aşkmıdır insanı sarhoş yapan
yoksa bır yudum alkolmudur?
hangısının sarhoşlugu çabuk gecer?
sevgımıdır ınsanı aptal hale getıren?
yoksaınsanmı kendını aptal durumuna dusuren?
hayatmıdır ınsanın yasamasını zorlaştıran?
yoksa ınsanmı kendı hayatını zorlaştıran?
zor olan sewmekmı?
yoksa sewılmekmı?
mutlulugu yasatmakmı zor?
yoksa mutlu olmakmı?
senı sewıorum demek cesaret ışımıdır?
yoksa bızmıyız cesaretlıyız dıyıp senı sewıorum dıye bılen?
gıtmekmı zor?
yoksa kalmakmı zor?
hayat hep ıhtımaller uzerındemı kurulu?
yoksa bızlermıyız hayatımıza secenek sunan?
SİZCE HANGİSİ??

Issız Dünya....

Duygularını kaybettigin anda yazmaya başlarsın
Rüyalarını aşkını sewdanı gülüşünü yazarsın
Hemde hiç durmadan bıkmadan usanmadan
Sewdigin elinden gider farkında olmazsın
Kaparsın gözlerini hayale dalarsın
O hayalin içine bütün sewdiklerini katar
Ugurlarına canını koyarsın
Ama kimse anlamz nasıl bir hayat istedigini
İnsanlar dalga geçer
Ezer seni tıpkı bir böcek gibi
Yaşamazsın dünyada ölümü istersin
İşte bu noktada her şey başlar
Savaşmayı ögrenirsin
Zamanla çok güçlü ve korkusuz olursun
Hayata inat dimdik ayakta kalmaya çalışırsın
Saatler ilerledikçe aşkla tanışırsın
Ama çok kötü bir şey oldugunu anlarsın
Belkide farkında olmadan sewmişsindir
Ama gücün onurun gururun belli ettirmemiştir
Sana soruyorum hayat niye acımasızsın
Sana soruyorum aşk hep niye saf insanları yakalarsın
Niye dünya bu kadar acımasız ve ıssız bir dünyasın.......

Pazartesi, Aralık 21, 2009

Çiçek susuz kalmış…

Bu kuruyacak olan güller bana anlattılar;

Bende senin için dile döktüm.

Günün birinde çiçek suyla arkadaş olur; çiçek bu arkadaşlıktan o kadar memnundur ki çoktan aşık olmuştur bile, artık dayanamaz ve ona sevdiğini söyler; ama su çiçeği sevmediğini aralarında hiçbir şey olamayacağını söyler. Çiçek sadece artık suyu düşünmektedir;aklı,hayali, kalemi hatta güneşi bile su olmuştur.Son bir kez şansını denemek ister ,son defa haykırmak ister ;bütün dünyaya isyankarcasına; ama hiç mi hiç bu mümkün olamamıştır . Çiçek haykıramadığından mı yoksa sevdiğine kavuşamadığından mıdır ki bilinmez çok hasta olmuştur. Bunu su duyar hemen yanına gider.Çiçeği kurtarmak için 10 defa 100 defa hatta 1000 defa sevdiğini söyler ama nafile bir uğraş olduğunu anlar. Hiçbir şekilde çiçek iyileşemez en sonunda su doktor çağırmaya karar verir.Doktor belli müddet tedavi ettikten sonra ;su sorar ;doktor, çiçeğin hastalığı ne? Doktor hemen cevap verir. Hastalığı yok ama çokta yaşamaz. Nasıl yani diye ani bir soru sorar su doktora, gayet tecrübeli ve emin bir şekilde doktor cevap verir. Çiçek susuz kalmış…

Selçuk OKTAY

Cuma, Aralık 04, 2009

Aşka İlahi Müdahale.....

Birbirlerini deli gibi seven, yürekten bağlı çiftler gördüm. Mutlu sonu yakalayanlar da oldu, hiç kavuşamayanlar da, bunun adı kader mi?

Bazı aşklar önüne çıkan tüm engellere rağmen yaşanır, bazıları ne yaparsanız yapın gerçekleşmez. Aşka bakan melekler ve biraz da ilahi müdahale mi var? Azimle giden dağları gerçekten deler mi, yoksa elinizdeki kazma bazen kaya mı saplanır?

Yaşamın bir kısmının seçimlerden, birazının ise alınyazısından oluştuğuna inanırım. Ancak çizgi nerede çekilir, kestiremiyorum. Sadece azim, çalışmak ve inançla her şeyi başarmak mümkün mü? Hepsini yapıp, yarı yolda kalmanın sebebi ne o zaman?

Aşk, ilahi bir duygudur. Neyi, kimi sevdiğinizden çok daha değerli olan, sevmeyi becerebilmiş bir kalbe sahip olmaktır diye düşünürüm. Bazen yanlış insanları seçeriz, bazen tercihlerimiz yüzünden acı çekeriz. Peki, hepsi gerçekten bizim seçimimiz midir? Her şeyin kontrolünüzden çıktığı, bir selin içinde akıntıyla sürükleniyormuş gibi hissettiğiniz olmadı mı hiç? Nasıl ki kalbin atışını denetleyemiyorsak, kimi zaman hissettiklerine de müdahale edemeyiz. İpin ucu artık elimizde değildir.

“Hiçbir şey tesadüf değildir.” Üzerinde biraz düşünülmesi gereken bir cümledir. Yaşadığımız ne varsa, ya seçimlerimizin sonucu oluşmuştur, ya kaderdir. Tercihlerimiz bizi o olaya, zamana, kişiye getirdiyse bu zaten tesadüf olamaz; diğer seçenek alın yazısı olduğuna göre, yukarısı da bir ömrün hikayesini tesadüflere bırakmaz, değil mi?

Einstein’ın şu sözü ilişkilere de çok uygundur: “ Aynı şeyi yapıp farklı sonuçlar beklemek deliliktir.” Sürekli yanlış kişileri seçip, kendini üzen, acıtan, kıran insanlara aşık olmak ve sonunun farklı olmasını beklemek de biraz deliliktir. Yaşadıklarından ders çıkarmayanlar, bir sonrakinde daha büyük bir sınavdan geçerler. Bunu hayatın her noktasında gözlemlemek mümkündür.

Bana kalırsa, aşk işine melekler bakıyor. Seçtiğiniz insan sizin için doğruysa, yola birlikte devam ediyorsunuz. O zaman dilimi için güzel bir seçim ama ileride gideceğiniz yolda size uymuyorsa, engeller çıkıyor ayrılıyorsunuz. İlişkiler, iyisi ve kötüsüyle sizin tarihinizdir. Eskiden birini sevdiniz ve sonradan çok pişman olduysanız, bunun için üzülmenin manası yok. Gerekli dersi koyun cebinize, yola devam edin. O dönem için doğru kişi o olabilir; yaşamanız gereken, sizi olgunlaştıracak bir tecrübeyi o insanla geçirmiş olabilirsiniz. Sevmek değerlidir, bu sizin servetinizdir, karşınızdakinin layık olup olmaması başka meseledir.

Bazı aşklara melekler yardım eder, bazıları neden bir türlü birleşemediklerini anlayamaz. Buna benzer bir durum yaşıyorsanız, elinizden geleni yapmış ama bir türlü devam edememişseniz; fazla kurcalamayın. Bazen ilahi müdahale devreye girer, sizi daha kötü ve acı olaylardan korur. Yukarının işine karışmayın

Salı, Kasım 03, 2009

Bedirhan GÖKÇE

Merhaba anne,
Yine ben geldim.
Merak etme okuldan çıktımda geldim.
Annelerde babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama
Ali "Okula gitmezsem annem çok kızar, merak eder" demişti de
Onun için söylüyorum.
Geçen hafta öğretmen,
Sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte
Öğretti sağımı solumu.
Ben biliyorum artık anne sağım neresi, solum neresi
Ağrıyan yanımın neresi olduğunu
Şimdi iyi biliyorum anne.
Hani geçen geldiğimde
Şuram acıyor işte şuram demiştim de
Bir türlü söyleyememiştim ya acıyan yanımı anne
Bak şimdi söylüyorum
Şuram işte,
Sol yanım çok acıyor anne.
Hem de her gün acıyor anne her gün.
Dün sabah annesi Ayşe'nin saçlarını örmüştü.
Elinden tutup okula getirdi.
Yakası da danteldi.
Zil çalınca öptü, hadi yavrum sınıfa dedi.
Bende ağladım,
Ağladım hiç de utanmadım.
Öğretmen ne oldu dedi.
Düştüm dizim çok acıyor dedim.
Yalan söyledim anne.
Dizim acımıyordu ama sol yanım çok acıyordu anne.
Bugün bende saçım örülsün istedim.
Babam ördü ama onunki gibi olmadı.
Dantel yaka istedim.
Babam "Ben bilmem ki kızım" dedi.
Bari okula sen götür dedim.
"kızım, iş" dedi.
Bende banane dedim, ağladım.
"kızım, ekmek" dedi babam.
Sustum ama okula giderken yine ağladım anne.
Ha bide sol yanım yine çok acıdı anne.
Herkesin çorapları bembeyaz, benimkiler gri gibi.
Zeynep "annem beyazlara renkli çamaşır katmadan yıkıyormuş" dedi.
Babam hepsini birlikte yıkıyor.
Babam çamaşır yıkamasını bilmiyor mu anne?
Uff babam, her gün domates peynir koyuyor beslenmeme.
Üzülmesin diye söylemiyorum ama
Arkadaşlarım her gün kurabiye, börek, pasta getiriyor.
Biliyorum babam pasta yapmasını bilmez anne.
Hava kararıyor, ben gideyim anne.
Babam bilmiyor kaçıp kaçıp sana geldiğimi.
Duyarsa kızmaz ama çok üzülür biliyorum.
Kim bozuyor toprağını,
Çiçeklerini kim koparıyor.
İzin verme anne ne olur toprağına el sürdürme.
Eve gidince aklıma geliyor bide bunun için ağlıyorum anne.
Bak kavanoz yanımda, toprağından bir avuç daha alayım.
Biliyor musun anne her gelişimde aldığım topraklarını
Şu kavanozda biriktirdim.
Üzerine de resmini yapıştırıp başucuma koydum.
Her sabah onu öpüyor kokluyorum.
Kimseye söyleme ama anne
Bazen de konuşuyorum onunla.
Ne yapayım seni çok özlüyorum anne.
Ha unutmadan,
Öğretmen yarın anneyi anlatan bir yazı yazacaksınız dedi.
Ben babama yazdıracağım.
Öğretmen anlarsa çok kızar ama banane kızarsa kızsın.
Ben seni hiç görmedim ki neyi, nasıl anlatacağım anne.
Senin adın geçince sol yanım acıyor anne.
Hiç bir şey yutamıyorum.
Bazen de dayanamayıp ağlıyorum.
Kağıda da böyle yazamam ya anne.
Ben gidiyorum anne,
Toprağını öpeyim, sende rüyama gel beni öp.
Mutlaka gel anne,
Sen rüyama gelmeyince sol yanımın acısıyla uyanıyorum anne.
Sol yanım acıyor anne.
İşte tam şurası,
Sol yanım çok acıyor anne.
Seni çok özledim,
Anne çook...

Perşembe, Ağustos 30, 2007

Perşembe, Ağustos 23, 2007

Pazar, Temmuz 29, 2007

Güzel bir hikaye...

Adam,bir haftanin yorgunlugundan sonra
Pazar sabahi kalktiginda
keyifle eline gazetesini aldi ve
bütün gün miskinlik yapip
evde oturacagini hayal ediyordu.
Tam bunlari düsünürken oglu
kosarak geldi ve parka ne zaman
gideceklerini sordu.
Baba, ogluna söz vermisti, bu hafta
sonu parka götürecekti onu;
ama hic disariya cikmak
istemediginden bir bahane uydurmasi
gerekiyordu.
Sonra gazetesinin promosyon olarak
dagittigi dünya haritasi gözünü ilisti.
Önce dünya haritasini kücük parcalara
ayirdi ve ogluna uzatti:
„Eger bu haritayi düzeltebilirsen seni parka
götürecegim!“ dedi.Sonra düsündü:“Oh be, kurtuldum!
En iyi cografya profesorünü bile getirsen
bu haritayi aksama kadar düzeltemez!“
Aradan on dakika gectikten sonra oglu babasinin yanina kosarak geldi:
„Babacigim, haritayi düzelttim.Artik parka gidebiliriz!“ dedi.
Adam önce inanamadi ve görmek istedi. Gördügünde de hayretler icindeydi ve
ogluna bunu nasil yaptigini sordu.Cocuk su ibretlik aciklamayi yapti:
”Bana verdigin haritanin arkasinda bir insan resmi vardi.
Insani düzelttigim zaman dünya kendiligiden düzelmisti.“

Cumartesi, Nisan 14, 2007

Dost...

Genç adamın biri,
Dermiş babasına her gün;
'Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi'
Baba, itiraz eder,
Olmaz öyle çok dost, hakikisi
Belki bir, belki iki,
Fazlasını bulamazsın gerçek, hakiki...
Devam eder durur konuşma...

Aralarında başlar bir tartışma,
Karar verirler bir sınava,
Dostun hakikisini anlamaya...
Bir akşam bir koyun keserler,
Ve koyarlar çuvala.

Baba der ki oğluna,
'Hadi al bu çuvalı, şimdi götür dostuna'.

Çuvaldan kanlar damlamakta,
Sanki öldürmüşler de bir adamı,
Koymuşlar çuvala,
Dıştan böyle sanılmakta.
Delikanlı sırtlar çuvalı,
Gider en iyi bildiği dostuna,
çalar kapıyı.

O dost, bakar ki bir çuval,
hem de kanlı,
Kapar hızla kapıyı delikanlının suratına,
Almaz içeri arkadaşını,
Böylece tek tek dolaşır delikanlı,
Kendince tanıdığı, sevdiği dostlarını.

Ne çare, hepsinde de sonuç aynıdır.
evlat geriye döner.
Ama içten yıkılır...

Babasına dönerek; haklıymışsın baba ' der.
Dost yokmuş bu dünyada ne sana, ne de bana.
Baba 'hayır Evlat 'der, benim bir dostum var bildiğim.
Hadi, çuvalı alda bir kerede git ona.
Genç adam, çuvalı sırtlar tekrar.
Alnından ter, çuvaldan kanlar damlar...
Gider, baba dostuna. Kabul görür, sevinir.

O dost, delikanlıyı alır hemen içeri.
Geçerler arka bahçeye.
Bir çukur kazarlar birlikte,
Çuvaldaki koyunu gömerler adam diye,
Üzerine de serpiştirirler toprak.
Belli olmasın diye dikerler sarımsak...
Genç adam gelir babasına;
'Baba, işte dost buymuş' diye konuşunca,
Babası; 'daha erken, o belli olmaz daha.
Sen yarın git O'na, çıkart bir kavga,
Atacaksın iki tokat, hiç çekinmeden ona,
işte o zaman anlaşılacak, dostun hakikisi.
Sonra gel olanları anlat bana...'
Genç adam, aynen yapar babasının dediğini,
Maksadı anlamaktır dostun hakikisini,
babasının dostuna istemeden basar iki tokadı!

Der ki tokadı yiyen DOST;
'Git de söyle babana, biz satmayız Sarımsak tarlasını böyle iki tokada'!



bizim dostluğumuz budur !

Cuma, Mart 09, 2007

Büyük futbolcu ...(askerde)


Her ne kadar sürekli tartışsakta sürekli kavga etsekde abim
bende yeri çok farklı.
Bana her zaman yardımcı olur sıkıntıma çare bulmaya çalışır
ben gülerken benimle güler ben ağlarken benimle ağlar
26 subat itibariyle askerde
Kütahya hava indirme er eğitim tugayında vatani görevini yapmakta
Sanırım 15 ay itibariyle en candan arkadaşımı göremiyeceğim
şimdiden özlerim
onu için bi tezahüratta bulunayım

4 sene üst üste şampiyon oldun
alemin kralı oldun
gerçekleri tarih yazar
tarihide galatasaray

( ben fenerbahçeliyim :( )

Cuma, Şubat 16, 2007

İlkler...

Sipahi örgütü ilk kez Orhan Gazi döneminde kuruldu. İlk nüfus sayımı II.Mahmut zamanında yapılmıştır.
Osmanlı Devleti'nde toplam 36 kişi padişahlık yapmıştır.
III.Osman zamanında hiç ayaklanma ve savaş olmamış sadece büyük yangınlar çıkmıştır.
Hz.Muhammed'in(s.a.) ilk diblomatik başarısı Hudeybiye Antlaşması'dır.
Osmanlı Devleti'nde en fazla padişah ismi Mehmet'tir.
Osmanlı döneminde ilk denizaltıyı İbrahim Efendi yapmıştır.
İlk vezirlik sistemi Abbasiler tarafından oluşturulmuştur.
Osmanlı Devleti padişahlarından piyanist olan ilk ve tek patişah V.Murat'tır.
İkta sistemi ilk defa Hz.Ömer zamanında uygulanmıştır.
İlk Safevi padişahı Şah İsmail'dir.
Osmanlı Devleti'nin ilk halifesi Yavuz Sultan Selim'dir.
Tarihte ilk ticaret kolonileri İyonlar tarafında oluşturulmuştur.
Balkanlar II.Kosova savaşı ile ilk kez Türk yurdu olmuştur.
İlk anayasayı Babiller oluşturmuştur.
Osmanlı Devleti'nde ilk tershane Yıldırım Bayezid devrinde Gelibolu'da oluşturulmuştur.
Sivil Savunma teşkilatı ilk olarak I.Dünya Savaşı esnasında oluşturulmuştur.
Orta Doğu'ya 4 kez Haçlı Seferi düzenlenmiştir.
Müslümanlarla Türkler ilk kez 4 Halife devrinde karşılaşmıştır.
Osmanlı Devleti'nde ekberiyet sistemi ilk defa I.Ahmet devrinde uygulanmıştır.
İlk bütçe Tarhuncu Ahmet Paşa tarafından düzenlenmiştir.
İlk Türk amiral Çaka Bey'dir.
İlk Türk deniz savaşını Çaka Bey yapmıştır.
Osmanlı Devleti'nde ilk divan Orhan Bey döneminde kurulmuştur.
Osmanlı Devleti'nin toprak kaybettiği ilk antlaşma Karlofça'dır.
İlk İslam devletinin temelleri Mekke'de atılmıştır.
İlk anayasamız 1876'daki I.Meşrutiyet Anayasasıdır.
Fatih Sultan Mehmet 12 Hristiyan devletini yıkmıştır.
Yıldırım Bayezid yıldırım lakabını Niğbolu Savaşı'na almıştır.
Osmanlı Devleti ilk deniz savaşı Venedikler'le yapmıştır.
Atatürk'e gazi ve maraşallik ünvanı Sakarya Savaşı'ndan sonra verilmiştir
Osmanlı Devleti'nin son halifesi Abdülmecid'tir.
Dört işlemi ilk kez Sümer'ler bulmuştur.
Tarihte bilinen ilk büyük ve düzenli orduyu Akadlar kurmuştur.
Tarihdeki ilk yazılı antlaşma Kadeş'tir.
Parayı ilk kez Lidyalı'lar bulmuştur.
Mısırlı'lar Hiyogralif Yazısını kullanmıştır.
Anadolu'ya yazıyı ilk getirenler Asurlar'dır.
Miladi takvimi Mısırlı'lar oluşturtu,Romalı'lar geliştirdi.
İbraniler tarihte tek tanrılı inanca ,inanan ilk kavimdir.(Musevilik)
Tarihte ilk demokrasi örneğini Yunanlı'lar uygulamıştır.
Ağrı Dağı'nın eski adı Ararat'tır. Yüksekliği ise 5135km'dir.
T.C.'de ilk general Fevzi Çakmak'tır.
Türkler'in ilk kullandığı takvim 12 hayvanlı Türk takvimidir.
Yerleşik hayata geçen ilk Türk kavmi Uygurlar'dır.
Osmanlı Devleti ilk borcu Kırım Savaşı sırasında İngiltere'den almıştır.
Anadolu Hisarı Yıldırım B.tarafından, Rumeli Hisarı Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır.
Musevilik'i resmi din olarak kabul eden ilk Türk devleti Hazarlar'dır.
Osmanlı padişahlarının tahta geçerken dağıttığı paraya "Cülüs" denir.
Şehid edilen ilk Osmanlı patişahı Genç Osman'dır.
Osmanlı Devleti'nde en fazla patişahlığı K.Sultan Süleyman yapmıştır.(46)
İlk Osmanlı parası Osman Bey,ilk gümüş para Orhan Bey,ilk altın para,Fatih Sultan Mehmet bastırmıştır.
Karikatürün doğmasını "Daumier" sağlamıştır.
Osmanlı Devleti,uçağı ilk kez birinci dünya savaşında kullanmıştır.
İlk kez Rumeliye geçiş Çimpe Kale'sinin alınmasıyla gerçekleşmiştir.
Karlofça ant.ile başlıyan gerileme Yaş ant.ile son bulmuştur.
Fransız ihtilali ile ortaya çıkan ilk isyan, Sırp isyanıdır.
Osmanlı Devleti'nden en son ayrılan millet Arnavutlar'dır.
Yunanlılar Edirne ant.ile ,Sırplar da Berlin ant. ile bağımsız olmuşlardır.
Reform ilk kez Almanya'da,Rönesans ise İtalya'da ortaya çıkmıştır.
İlk posta teşkilatı Lale devri'nde oluşturuldu.
İlk itfaiye teşkilatı Lale devri'nde oluşturuldu.
İlk kağıt fabrikası Lale devri'nde Yalova'da açıldı.
Matbaa ülkemize ilk kez Lale devri'nde gelmiştir.
İlk çiçek aşısı Lale devri'nde yapıldı.
İlk kumaş fabrikası Lale devri'nde İstanbul'da açıldı.
Suğdak Deniz Seferi ilk deniz aşırı seferidir
Tarihte Türk adında kurulan ilk devleti Göktürk'lerdir.
Tarihteki ilk Türk devleti Hunlar'dır.
Miryekefelon Savaşı ile Anadolu Türkler'in anavatanı olmuştur.
Osmanlı Devleti'nin Afrika'da kaybettiği ilk toprak parçası Cezayir'dir.
Osmanlı Devleti'nin Afrika'da kaybettiği en son toprak parçası Traplusgarp'tır.
Halifelik Osmanlı'ya ilk kez Ridaniye Savaşı'ndan sonra geçmiştir.
İstanbul feth edilmeden önce 16 kez kuşatılmış fakat alınamamıştır.
İllere ilk kez vali gönderilme II.Mahmut zamanında başlamıştır.
İlk nüfus sayımı II.Mahmut zamanında yapılmıştır.
Musadere usulu ilk kez II.Mahmut zamanında kaldırılmıştır.
Ege Bölgesi'nde en uzun kıyılara sahip ilimiz Muğla'dır.
Avrupa'nın en uzun Volga'dır.
Dünyamıza en yakın gezegen Mars'tır.(en yakın gök cismi ise aydır)
En büyük gezegen Jüpiter'dir.
Dünya'nın en az yağış alan kıtası Avusturalya'dır.
Dünya'nın en tuzlu denizi Lut Gölü'dür.
Dünya'nın en büyük göldenizi Hazar Gölü'dür.
Karadeniz'in en yüksek dağı Kaçkar Dağı'dır.
Taşkömürü ilk defa Zonguldak'ta çıkarılmıştır.
Dünya'nın en derin gölü Baykal Gölü'dür.
Deniz yüzeyinden derinliği en fazla olan göl ise Lut Gölü'dür.
Dünya'nın en yüksek gölü ise Titicaca Gölü'dür.
Yerleşik hayatın mümkün olmadığı tek kıta Antartika'dır.
Türkiye'de petrol arama çalışmaları ilk defa İskenderun'da yapılmıştır.
Türkiye'nin en zengin boksit yatakları Seydişehir'de bulunur.
Dünya'nın en küçük adası Antartika'dır.
Türkiye'de heyelan en çok kış mevsiminde görülür.
Türkiye'nin doğusu ile batısı arasında 76 dakikalık zaman farkı vardır.
Türkiye'nin ilk turistik yerleşim yeri Çeşme'dir.
Kümes hayvancılığı en çok Marmara Bölgesi'de farklıdır.
Balkanların en büyük gölü İşkodra'dır.
Doğada en çok bulunan element silisyumdur.
Türkiye'nin en doğu ucunda Iğdır ili bulunur.
Deniz seviyesinden en alçak akarsu Şeria Irmağı'dır.
Türk devletleri arasında altının en fazla çıkarıldığı yer Özbekiastan'tır.
Türkiye'nin çay yetiştirilen tek yöresi D.Karadeniz'dir.
Türkiye'de rüzgarın en etkili olduğu yer İç Anadolu'dur.
Türkiye'nin en az göç veren bölgesi Marmara Bölgesidir.
Güneşe en uzak gezegen Pluton'tur.
Türkiye'de en fazla elma İç Anadolu'da üretilir. Türkiye'nin en az ormana sahip bölgesi G.Anadolu Bölgesi'dir. İç Anadolu Bölgesi'nin en yüksek yeri Erciyes Dağı'dır.
Dünya üzerinde çizgisel hızın en fazla oldupu yer Ekvator'dur.
Ulaşım yapılabilinen tek akarsuyumuz Bartın Çayı'dır.
Ülkemizde ilk dokuma fabrikası Nazillli'de açılmıştır.
Ülkemizde ilk şeker fabrikası Uşak'ta açılmıştır.
Ülkemizde ilk demir-çelik fabrikası Karabük'de açılmıştır.
Dünyamıza en yakın gök cismi Ay'dır.
Dünya kalay üretiminde Malezya ilk sırada yer alır.
Kayısı,fındık,çay üretiminde ülkemiz ilk sırada yer alır.
Dünya bor rezervlerin %70'i ülkemizde yer alır.
Ülkemizde ipek böcekciliği en fazla Marmara Bölgesi'nde yapılır.
Türkiye'nin en fazla kara sınırı Suriye ile(877),en az kara sınırı ise Nahçıvan iledir(10)
Ege kıyıları en uzun kıyımızdır.
Ülkemizin en büyük gölü Van Gölü'dür.
Ülkemizde 15 adet büyükşehir,38.000'de köy mevcuttur.
Dünya'nın en sıcak yeri deş-ti Lut Çöl'ünde ölçülmüştür
Dünyanın en büyük adası Okyanusya Adası'dır.
Dünyanın en büyük akarsuyu, Amazondur.
Dünyanın en uzun akarsuyu,Missisippi'dir.
Türkiye'nin en uzun akarsuyu,Kızılırmak'tır.
Dünyanın en büyük karater gölü, Issık Gölü'dür.(Kırgızistan)
Dünyanın en tuzlu denizi Kızıldeniz'dir.
Dünyanın ilk haritası ünlü Türk denizci Piri Reis tarafından çizilmiştir.
Dünyanın yüzölçümü 510milyon kio metre karedir. 361milyon kilometre karesi,denizlerden 149milyon kio metre karesi karalarla kaplıdır.
Yerkabuğunun en yüksek noktası Himalaya Dağları'nın üstündeki Everest Tepesi'dir.
En derin okyanus çukuru Guam Çukuru'dur.
Karalar üzerindeki en derin yer,Filistin'deki Gor Çukuru'dur.
Yeryüzünün %71'i deniz,%29'u kara(K.Y.K.%39 kara,%61 deniz G.Y.K.%19 kara,%81 deniz)ile kaplıdır.
Kıtaların büyükten küçüğe sıralanışı şöyledir: Asya,Afrika,K.Amerika,G.Amerika,Antartika Avrupa Avusturalya
Ortalama yükseltisi en fazla olan kıta Antartika'dır.
Okyanuslar büyükten küçüğe şöyle sıralanır: B.Okyanus(Pasifik),Atlas Okyanus'u,Hint Okyanusu...
İlkel yaş***** palezoik zamanda başlamıştır.
Zonguldak kömür yatakları birinci zamanda oluşmuştır.
İkinci zamanda kıtalar biribirilerinden ayrılmıştır.
Yüksek dağlar üçüncü zamanda oluşmuştur.
Alp Sıra Dağlar'ı,Ege Denizi üçüncü zamanda oluşmuştur.
Ç.kale ve istanbul boğazları dördüncü zamanda oluşmuştur.
İlk posta teşkilatı İranlı'lar tarafından kurulmuştur.
Tarihte ilk yazıyı Sümer'ler kullanmıştır.
Dünya'da ilk baraj Sebe Devleti tarfından yaptırılmıştır.(Yemen)
İlk kalp nakli Christan Bernard tarafından yapılmıştır.
Türkiye'de ilk açık kalp ameliyatını Siyami Ersek yapmıştır.
Solunum yetmezliği ilk olarak beyni etkiler.
En tehlikeli kanama atardamar kanamasıdır.
Bir insan havasızlığa en fazla 4-6 dakika arasında dayanabilir.
Nakli en zor organımız Karaciğer'dir(çabuk donar)
Dünyada bilinen ilk kilise Hatay'daki Senpiyer Kilisesi'dir.
Anadolu'da kurulan ilk tarikat Baba İshak'ın kurduğu Babailik Tarikatı'dır.
İlk medrese,1327'de Orhan Bey zamanında İznik'te açılmıştır.
Türk Edebiyatı'nın en eski yazılı kaynakları Orhun Yazıtları'dır.
İlk bireysel zeka testi 1905'te Fransız Binet ile Simon tarafından uygulanmıştır.
Anadolu'da kurulan ilk tarikat Baba İshak tarafından kurulan "Babailik"tarikatıdır.
Türk tarihinde ilk medrese Karahanlı'lar zamanında yapılmıştır.
Türkçe'yi resmi dil olarak ilan eden ilk devlet adamı Karamanoğlu
Mehmet Bey'dir.(13Mayıs1277)
Dünyada en fazla konuşulan diller sırasıyla şöyledir:Çince,Hintçe,İngilizce,İspanyolca ve Türkçe'dir.
Kendi resmini en çok yapan ressam,Hollandalı Remrant'tır.
İnsan tenini en iyi yapan ressam,Belçikalı Rubens'tir.
Müzecilikle ilgili ilk girişim Damat Ferit(1830)tarafından başlatılmıştır.
İstanbul'daki ilk büyük Osmanlı yapısı Eyüp Sultan Camii'dir.
Kalbi en ayrıntılı çizen ressam Leonardo Da Vinci'dir.
Kabe'nin mimarı Hz.İbrahim'dir.
İlk Osmanlı sarayı Bursa'da yapılmıştır.
Bilinen en eski beste Melagari Abdülkadir'e aittir.
Final Fantasy tamamen bilgisayar teknolojisi ile yapılmış ilk filmdir.
Ünlü Mona Lisa resmi Lor Müzesi'nde bulunmaktadır.(Fransa)
Şener Şen'in başrolde oynadığı ilk film Namuslu'dur.
İstanbul'un fethinden sonra ilk saray Bayezid Meydanı'nda yapıldı.
Anadolu'ya konser turnesi yapan ilk pop sanatçı Erol Büyükburç'tur.
Türkiye'de kabare tiyatrosunun ilk öncüsü Haldun Taner'dir.
Mısır Piramitlerinin en büyüğü Keops'tur.
Sinema tarimizde en çok bilet satan film"Rüzgar Gibi Geçti"filmidir.
Türkiye'de en büyük arkolji kazı alanı Çatalhöyük'tür.
Dünyada ilk güzellik yarışmasının yapıldığı yer Ayazma'dır.(Ç.Kale)
Türk sinema tarihinde ilk uluslararsı ödül alan ilk film Susuz Yaz'dır.
İlk Türk filmi Fuat Uzkınay tarafından yapıldı.
Yurt dışında plak kaydı yapan ilk Türk orkestra şefi Hikmet Şimşek'tir.
Türkiye'de ilk çekilen belgesel Ayastefonos'taki Rus Abidesi'nin yıkılışıdır.(1914)
Kanun adkı saz ilk defa Farabi tarafından bulundu.
İdil Biret ilk ve en genç Türk piyanistidir.
Dünyanın en pahalı sualtı filmi Water Woult'tur.(Su Dünyası)
Uzaydan görülen tek insan yapıtı Çin Seddi'dir.
Atatürk'ün ilk heykeli Gülhane Parkı'nda dikilmiştir.(İst.)
İlk Müslüman müzikolog El-Kindi'dir.
İlk fotoğraf J,Nicephore Niepce tarafından çekilmiştir.
İlk posta pulu 1840'da İngiltere'de satışa sunulmuştur.
Türkiye'nin ilk uydu kenti Bahçeşehir'dir.
Eyeri ilk kullanan medeniyet İskitler'dir.
İlk uçan insan Hazerfen Ahmet Çelebi'dir.
Türkiye'de ilk milletvekili seçimleri I.Meşrutiyet'de yapıldı.
İlk insan hakları beyannamesi 15 Temmuz 1789'da Fransa'da yayılanmıştır.
Aya ilk ayak basan insan Neil Amstrong'tur.
İlk nobel ödülünü Almanya kazandı.
Türkiye'de ilk uçak fabrikası Kayseri'de açıldı.
Doğadaki canlılar içinde erkeği doğum yapan tek hayvan denizatıdır.
Kelaynak kuşları ülkemizde sadece Urfa'nın Birecik ilçesinde bulunur.
En işlek kara sınırımız Yunanistan sınırıdır.
Uzaya çıkan ilk kadın Rus Valentino Kreskivo'dur.
Türkiye'de öldürülen ilk başbakan Nihat Erim'dir.
Everest Tepesi'ne tırmanan ilk dağcı Edmunt Hillary'dir.
Türkiye'de ilk İngilizce gazete Billur Çelik tarafından çıkarılmıştır.
Türkiye'nin ilk haber spikeri Zafer Cilasun'dur.
Mallarda kalite arayan ilk millet Türkler'dir.
Türkiye dışarıya ilk olarak G.Kore'ye asker göndermiştir.
Türkiye'nin en eski şehri Hakkari'dir.
Türkiye'de taşkömürünü ilk defa Uzun Mehmet bulmuştur.
Cumhuriyer hükümetinin ilk sağlık bakanı Adnan Adıvar'dır.
Ay yılı esaslı tek takvim Hicri takvimdir.
Hristiyanlığı kabul eden ilk kafkas kavmi Gürcüler'dir.
Yeryüzünde yapılan ilk mabet bina Kabe'dir.
İlk Osmanlı kadısı Karamanlı Mustafa Fakih'dir.
Türkiye'nin ilk diyanet işleri başkanı Rıfat Börekçi'dir.
Müslümanlar'ın müslüman olmayanlarla yaptığı ilk savaş,Bedir Savaşı'dır.
Türkler'in en eski dini Totemcilik'tir.
İslam tarihinde ayrılığın başladığı ilk savaş Sıffin Savaşı'dır.
İlk kalemi yapan peygamber Hz.İdris'idr,ilk saati yapan peygamber ise Hz.Yusuf'tur.
İlk cuma namazı Ranuna Vadisi'nde kılınmıştır.
Mezhepler ilk olarak Kerbela Vakası'ndan sonra ortaya çıkmıştır.
Hrıstiyanlık dini Roma Devleti sınırları içinde doğmuştur.
Kur-an-ı Kerim'in ilk suresi Fatiha,en kısa suresi ise,Kevser Suresi'idir.
İslam tarihinde inşa edilen ilk mescid Küba Mescidi'idir.
Türkiye'nin en kalabalık mezarlığı İstanbul Karacaahmet Mezalığı'dır.
Gümüş en çok Meksika'da üretilir.
Konya Türkiye'nin en uzun karayolu ağına sahiptir.
Sanayi devrimi ilk kez İngiltere'de başladı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ilk başkanı M.Kemal'dir.
Türkiye'de baskı tekniğini ilk kez İbrahim Müteferrika kurmuştur.
İlk TSE belgesi Yıldırım Bayezid devrinde çıkarılmıştır.
Dünyanın en az yüzölçümüne sahip ülkesi Vatikan'dır.
Türkiye'nin en yüksek minaresi Selimiye Camisinde bulunur.
Everest'e tırmanan ilk Türk dağcı Nasuh Mahruki'dir.
Nobel tıp ödülünü ilk kez Almanya kazanmıştır.
Uçak ilk olarak ABD'de kullanılmaya başlanmıştır.
Susuzluğa en fazla dayanabilen hayvan devedir.
Açlığa en fazla dayanabilen hayvan kablumbağadır.

Türkiye Cumhuriyeti devletini ilk kabul eden devlet Ermenistan'dır

BİLMEMEK DEĞİL ÖĞRENMEMEK AYIPTIR.....

--------------------------------------------------------------------------------

Çarşamba, Şubat 14, 2007

hediye insan

Sanırım ben bir hediyeyim bu gün doğdum
bu gün sevgililer günü ayrıca doğum günüm emeği geçen herkeze saygı ve sevgilerimi sunuyorum
ne bu be...!!!

Cuma, Ocak 26, 2007

Perşembe, Ocak 25, 2007

Diskobar akla ne getirir???

Diskobar dendiği zaman akla ilk gelen alkol,oyun pisti ve sabaha kadar eğlence gelir
şahsen benim aklıma öyle geliyo.Neyse abi konuyu dağıtmayalım.
Bu güzelim şehre izmite bi diskobar açıldı...
- Ne var işte ne güzel açılmış işte alkol pist eğlence hemde sabaha kadar
- Ama abi o mekana girebilmen için internetten abone olman gerekiyo bu da yetmiyo mekana girerken parmak izi vermen gerekiyor!!!
Negatif eleştiri yapılırda pozitif yapılmaz mı?tabiki
Aslında gayet güzel bi uygulama en azından geçen haftalarda yine izmitte yaşanan ........ barındaki gibi ölüm olayı yaşanmaz

Çarşamba, Ocak 24, 2007

Bu kim???

Sobecik

Benim ilk yazıma acayip bi yorum yapan bi arkadaş vardı euhzaza tarzında bişe sobelendin kardeşim seni sobelemeye layık gördüm :)))

Sobeeeee :)



Sanırım hanife tarafından sobelendik,,,
  1. Benimle muhabbeti olmayan birine ben ordan bakınca huy olarak nasıl biriyim sence diye sordum oda piskopat, her hangi bir şey için olsada olur olmasada olur diye düşünen, vurdumduymaz gibi gözüküyosun dedi... Aslında bu cümleler benim için değilde onun için geçerliydi hiç farkında değildi :)
  2. Hayallerime dalıp o hayallerle ailemi kaybetip hüngür hüngür ağlarım.Ama bu şekilde hayal kurmaktan kendimi alamam
  3. Birisi bana bir şey anlatıyor ise bende o kişiyle muhabbet etmek istemiyorsam o kişiyi dinlermiş gibi yapıp aklımda başka şeylerle uğraşırım(misal okulda bi konuyu anlamadığımda hoca yanıma gelir tekrar anlatırdı biraz dinlerdim baktım anlamıyorum sal gitsin şekli:)) bu biraz itiraf oldu sanırım)
  4. Bakın bu huyumu ben bile yeni öğrendim acayip derecede yemek yiyorum ve zorda olsa doyuyorum. Ama doyduktan sonra yanımda biri yemek yesin tekrar acıkıyorum
  5. Biri bana benim huylarımı söylesin yaw
Yayında ve yapımda emeği geçen herkeze teşekkürü bir borç bilip saygılarımı sunuyor ve iyi akşamlar diliyorum. Her ne kadar yaşatılıyor ve yaşanıyorsa :p:p:p
Dip not:Bu arada benim sobelemem gereken biri varmı??? Var ise kuzi benim yerime sobeler misin? :-D,,,

Pazar, Ocak 21, 2007

Sagodan ^ :-( ^

Bu dilden firar eden her söz, yaydan çıkmış ok gibi
Sözler bazen bir hazine bazen dermansız bir dert tipi
Geçmiş dünden bahsetmek lezzetsiz
Gelmemiş yarından hep mi şikayetçiyiz biz
Aklımın ipinin ucuda kaçmış, timsah katreleri boşalsın
Bir iki damla hiç değersiz
Hüzün ve kaderin pençesinde bir dev nam-ı-değersiz
Gece-gündüz ömürden yontar dünya dönmez yarensiz
Bugün ömrün yarım gün, serbest kalsın fikrim
Senin tozlarını silemez tenimden ellerim
Varlık ruhu terk eder gözüm gözünden ayrılınca
Bendeki aşk altın misali ağırlığınca
Sensiz benlik yokluk demek kalbim sana emekçi
Aşk denen illet çorak arazide tilki misal kurnaz bekçi
Başım sarkıt bir mahalsiz cümle yolumun önüne taş
Dudakların (?) halden çakır keyif dertdaş
Gören der ki sel ağzına bina yapmak aptal işi
Yel eserse kırmaz dişimi, kalp bir körse görmez bir şeyi
Saniyeler dakikalarla yapar alışverişi
Saatler seni alır benden korkarım olamaz gelişi
Hasret gözümün ışıklarını söndüren alçak misafir
Afitap sönük bir mum ayrılık hain bir zehir
Melek yanımda yüzünü saklar felek yüzüme kaş çatar
Bir tek bu hüznü sen boğarsın ipek tenin derime batsın
Rüzgar saçını süpürse mest olur bakışlarım
Adınla uyanır kulaklarım, yüzünle açar göz kapaklarım
En güzel şiirlerimle kaleme adını sayıklatırım
Odamın hayaletisin sessizliğine aşığım

Kafamı duvara yasladım omuzların yanımda yok
Ahbaplar maymun iştah sahibi benim içim senle tok
Yok ki gücüm belki devler ülkesinde bücürüm
Sessizliğinle gelir hüznüm yokluğunda gömülü ölüyüm
Bu devranın binlerce sevgi müşterisinden biriyim
Yalnızlığıma küfrederim sensiz halden müştekilim
İlelebette dönmez olsan bil ki yalnız nöbetteyim
Hatalarıma savaş açtım her gün farklı kefendeyim
Hayat günlük defter yaprağı hazan gelir dökülür
Gelirken ne getirilir ki giderken ne götürülür
Dertle anlaş deva bul üzüntü kalbi sömürürür
Yüzüne baktığım her an cennetten bahçe görülür
Gülüşle şen değil gönül bucaklarında harabeler
Bu hilekar tavırla geçer fena saatler
Seni içeren masallarım anlatılacak kadar kısa değiller
Aşk ilinde bir tarafta cüceler diğer yanda devler


Pazartesi, Aralık 18, 2006

Futbol diyoruz :-D,,,,


Kısa bi aradan sonra tekrar yazıyorum.Aynı zaman da mutluyum. Çünkü futbola geri dönüş yaptım.
Futbol benim için hayatın anlamı desek yeridir.6 yıl boyunca futbol oyna sonra bırak üstüne bide sigaraya başla ne güzel demi hayattan pertsin.Hani bi araba uçurumdan düşer paramparca olurya aynı hiç bir fark yok bende onun gibi perttim yani...
Yaklaşık 1.5 yıl aradan sonra tekrar futbol diyoruz :) ve hendimizi yeşil sahalara atıyoruz
Benim sigarayı bırakmamın nedenlerinden biride bu futbol.

Sağ kanatta oynuyorum ileri git gel zor oluyo biraz ama yorulmayı ciğerlerime tercih ederim.

NOT:Bu resim ben futbolu bırakmadan önce çekilmiştir

Pazartesi, Kasım 27, 2006

Tümayyyyyy

Her dersanede her okulda 5-6 arkadaşın kaynaşmasıyla oluşan gruplar vardır işte bizde dersanade bu işe iki kişiyle başladık gittikçe büyüdük tıpkı bir şirket gibi, holdingleştik yani.Bu sayı sonra tabi ikiden sekize çıktı.Grup üyelerimiz Yunusemre, Elçin, Beyza ve Hakan,Hasan,Okan,Kadir ve ben (Fatih) daha sonra bu gruba Gizem ve Funda da katıldı grup sayısı 10 a cıktı:)
Her grupta olduğu gibi bizdede hadi bugün şuraya gidelim deyip gittiğimiz veya gidemediğimiz çok yer oldu.Ama bi gün ne etsem ne yapsam bi hamak alıp sallansam şarkısını söylerken aklımıza piknik geldi ve bi pazar gittik ama nasıl gittik bi tane peugeot 105 ile 8 kişi olarak gittik ama çnce yunusun evine ugrayıp malzemeleri hazırladık salata köfte vs vs
(şekilde görüldüğü gibi hakan salata yaparken beyza poz verdi)

Ve salata hazır diğer malzemeler hazır hedef piknik alanı,oraya vardık hemen bi masa kapattık.Kızartmamız gerekenleri kızarttık masaya serdik
(çok iyi olmasada kızartırım en azından zehirlenmediler:)))
Buarada kızlar her zaman ki gibi masayı hazırlıyorlar.Masa hazır mide hazır varmısın yemeye
Masa bu yiyecekler bu ortam bu daha ne olabilirki sevdiğin arkadşların yanında ve en güze gününü yaşıyosun
Yemeği yedik su banyosu yaptık
Bu ne hoş demi dere faslındaki ilk resim ama sonra bi facia!!!
Güzel bi resim çekildik oda bu
Yunusun omuzlarındayım ne güzel deni millete yukardan bakıyosun ama tam tersi oldu millete dereden baktım:(((
CAnımdan çok sevdiğim yunus,dost dedik bağrımıza bastık bizi dereye attı.
Tabiki ben bu işin altında kalırmıyım herkezi dereye çektim:D,,,,,,
Yunusla Hakan bana göre herkez:(
Ama her yönüyle güzel bi gündü bu arada hakan la beyza cıkıyolar söylemedi demeyim sonra
VE HERKEZZZZZ:))))))) ISLAK SUDAN CIKMIŞ
Çfte kumrular.Bu kumrular bu sene 4. yıla girdiler
Harbi kumrular zaten hakan arda humru gibi ses çıkartıyo :))))

NOT:Piknikten önce gerçekleşen alış veriş olayını pas geçtim çünkü orda anlatılmaması gereken bi şahşıyet var.Piknik olayuındada atladığım muhteşem olaylar var ama üzgünüm:(

Salı, Kasım 21, 2006

Kendine iyi bak

Kendine iyi bak bir "veda" degil "elveda" cumlesidir cogu zaman.
O uc kelimeden cok daha fazlasini gizler icinde...
"Kendine iyi bak. Cunki bundan sonra ben yaninda olmayacagim. Olamayacagim.
Istesem de istemesem de. Sevdim bir zamanlar seni, hala seviyorum
ve benden sonra da mutlu olmani istiyorum.
Olurda bir gun donersem seni iyi bulmak istiyorum.Kendine iyi bak.
Cunki bundan sonra kendinden baskasi olmayacak yaninda sana bakacak. Ben olmayacagim.
Kendine iyi bak ve beni dusunme. Cunki ben de seni dusunmeyecegim artik.
Arama sakin beni, yazma, cunki ben yazmayacagim. Sil beni yureginden, cunki ben silecegim.
Fakat, yasanilan, paylasilan guzel seyler hatirina sana yurekten mutluluklar diliyorum.
Ve ben bir daha donmemek uzere gidiyorum.
"Kendine iyi bak. Aramizda gecen herseye ragmen benden sonra iyi oldugunu bilmeyi tercih ederim.
Aslinda bilmem cok onemli degil, iyi oldugunu varsayacagim ben.
Seni bir daha asla gormemek uzere gidiyorum ben, seni kendinle basbasa, yapayalniz birakiyorum ben.
Biliyorum kendini birakacaksin benden sonra, o yuzden iyi bak diyorum.
Aslina bakarsan, cok da fazla umursamiyorum."
Kendine iyi bak, derler ve giderler.
Tutkuyla sevenler, bazen birden fazla soylerler
bunu.
Cunki onlari ayirmak, eti tirnaktan ayirmak gibidir.
Kolay kolay kopamaz onlar, surec cok aci vericidir, yurek parcaliyicidir.
Her seferinde azalan umutlarla geri doner ve yine Kendine Iyi Bak gozleriyle ayrilirlar.
Ta ki umut da, sevgi de tukeninceye kadar Taki son elveda mezar sessizligine burunuceye kadar
Tutkunun otesinde sevenler, bir kez Kendine Iyi Bak derler ve giderler.
Onlar eti tirnaktan ayirmak yerine olumu yeglerler.
Onlar bu aciyi bir kezden fazla kaldiramayacaklarini bilirler.
Kendine iyi bak, derler ve giderler.
Bu sozlerin icinde ihanet yok, hic bir zaman olamaz derler ve giderler.
En buyuk ihanet degil midir aslinda seni seveni, ihtiyaci olani yuzustu birakip gitmek.
Kendine iyi bak, derler ve giderler. Seni suskunluga mahkum edip giderler.
Seni parcalara ayirip, en buyuk parcayi yanlarina alip giderler.
Seni senden alip giderler.
Daha kotusu suclayamazsin onlari tum bunlar icin.
Kendine iyi bak deyip gidenin gecerli bir nedeni vardir elbet.
Suclatmaz kendini. Savasmadiklari icin kizarsin ama suclayamazsin.
Savasmislarsa, yenildikleri icin kizarsin ama suclayamazsin.
Yenildigin icin kizarsin ama suclayamazsin Ayriligin kacinilmazligina inandirir seni,
kendine iyi bak, derler ve giderler.
Elinden umutlarini, duslerini, sevgilerini alip giderler.
Bir tek anilari birakirlar geride, bir de hatirladikca gozyaslarina bogulasin diye unutulmayan nagmeler.
Arkalarina bakmadan cekip giderler eger yalniz kalmissan, cunki insafsizliklarini gormek istemezler.
Hersey o saniye orada bitsin, kapansin bu sayfa isterler. "Bitti" diyemedikleri icin ,
kendine iyi bak derler. "Kirildim ve affedemiyorum" diyemedikleri icin kendine iyi bak derler.
"Seni istemiyorum artik, hayatimdan cikaracagim ama bil ki hic unutmayacagim"
diyemedikleri icin kendine iyi bak derler.
"Biliyorum cok kanayacaksin ama daha iyisini yapamiyorum" diyemedikleri icin kendine iyi bak derler.
Vicdanlarini rahatlatmak icin kendine iyi bak derler,
cunki o kan uzun sure akacaktir ve o yara asla kapanmayacaktir, bilirler.
Kendine iyi bak bir noktadir cogu zaman.
Kendine iyi bak deme bana, sadece kotulukler noktalansin isterim ben.
Oysa sen iyisin Sen gozumdeki isik, dudagimdaki tebessum, sen icimdeki sevincssin.
Sen hayatima renk katan, sen yuregimdeki carpinti, sen hayatimdaki nesesin.
Sen yolumu aydinlatan, sen dert ortagim, sen gonul yoldasim, sen bir tanesin.
Kendine iyi bak deme bana. Nokta koyma.
Keske boyle yasanmasaydi bazi seyler, keske affedebilsen beni,
keske ben de affedebilsem Keske dondurebilsek zamani geriye.
Keske bugunku aklimizla yasasak herseyi bastan. Nafile...
Ama yine de, gitmesen olmaz mi?
Bitmesek olmaz mi?
Sen eksikken, ben nasil tam olurum?
Senden kalan boslugu kimlerle doldururum?
Savassak aramiza giren seytanla olmaz mi?
Hani buyuk asklar her turlu engeli asardi,
hani gercek dostluklar her sinavi gecerdi,
hani sevgi eninde sonunda kazanirdi?
Hani hayatta hic kirlenmeyecek degerler vardi?
Hani en buyuk zaferler, en kanli savaslarin ardindan kazanilirdi?
Bunlarin hepsi yalan mi?... Sahiden..., gitmesen olmaz mi?
Bitmesek olmaz mi?
Peki o zaman... Senin istedigin gibi olsun... Oyleyse sen de "Kendine Iyi Bak."

Pazar, Kasım 19, 2006

D_K_M

Kendime sarılır donarım demiş sagopa kajmer
Çinayet günahın en as hali ihanet hakkımı ver gideyim adalet
Beni durgun hallerimde kendime getiren müzik türlerinin iki tanesinden biri.
Zaman dursa benim için trance ve rap müzik durmaz her halde...
E tabi ki bunların yanında cramberries' dinlemek
Rap müzik biraz gercekleri anlattığı için beni bazen etkiliyo ama beni banada getiriyo.
Ya zeten.... neyse tıkandım boşverin gitsin rap ve trance müzik seviyorum o kadar:))))

Perşembe, Kasım 16, 2006

Ben bu dükkanda her gün yoruluyorum

Burası malum benim her gün yorulduğum züccaciye dükkanı.Kardeşim iş bitmiyo ki raftaki bütün ürünler elimden geçiyo oda yetmemiş gibi müşteriyle ilgilen ve kasada dur.Ama bi o kadarda makara geçiyo be:)Mesela şu ata demirer yok mu hep onun yüzünde takıldı ağzıma bi lafı sabahtan akşama kadar onu söyleyip duruyom ee lafı ata söyleyince gülmemek elde değil demi:))) Bİde yandaki tülbent dükkanında çalışan diğer elemanın ablası kardeşim kız herseye gülüyo mecbur bizde gülüyoz çünkü çok gülüyo bizide etkiliyo hele ona yalan söylüyosun diyorum yere yatcak nerdeyse o derece yani .
Murat abi var bide 12yılını vermiş o dükkana kök salmış diyebiliriz yani bağdaşlaşmış orayla rafları nerdeyse gözü kapalı dolduracak.Eşine karşı çok da saygılıdır hee bide önceki gün evlilik yıl dönümleridi eşine tek taş altın bi yüzük aldı ama sabah bi geldi ben bu gün ne yapcam diyip duruyo allah allah diyoz bizde meğer oymuş evlilik yıl dönümleri
Hele büfeci ümit abi tam bi makara bi gün bizim dükkanda dururkem bi müşteri geldi fiyatta indirim babında baska ne yaparsınız dedi ümit abide bide kutu yaparız dedi:))

Çarşamba, Kasım 15, 2006

Beni bana sor

Beni bana sor

Yüregime kor

Düsüren sen

Anilara sor bir dinle

Sor yeni güne sor Yanki'nin hatirina

Beceremedim güne sensiz bakmaya

Kiyamadi asla resmini yakmaya

Sensiz dimdik ayakta kalmaya

Alisamadim...

Belki çalisamadim dersimi yeterince

Bunu bana sormadan önce söyle

Gökyüzü mavimi hala sence?

Her acinin bir bedeli var

Ama her tarafin bedeninle dolu

Barisik degilim günlere sayende

Her biri baska bir anlam yükledi takvimin üstüne

Dolunay yok bu gece

Yildizlar sahit düslerime

Kizaran gözlerime bak...

Alisik yaslara karisik düsler

Kalbimin aynasi her bi keder...

Eskiler üstüne yenisi biner

Bu sefer farkli

Bu beden sanci çekiyor ruhum kaygili

Kaniyor yaramin en sancilisi

En sancilisi...

Karanlik her yer baksana suskun sokaklara

Sorsana halimi adi neydi?(Oflaz)

Karbeyaza büründü bak her yer

Yine sensiz bir yaz beni bekler

Yildizsiz geceler...

Mavi mi olur gökyüzü

Haydi kandiralim satalim gökyüzünü

Birak, utansin hayallerim

Rest çektim dünyaya

Tuvalime isledim her bir kareni ve kast edilen her bir terimi

Inat, vurdum firçani yüzüne ve sövdüm sensiz geçen her güne

Sensiz giden her cümleye bir eylem oldu adim (yeter)

Utanmadin mi hala

Adim adim adimladim sokaklarinda sehrin bak

Yaz yagmuru bastirdi yorgun dizlerim

Her ayin 1'ine küskün tüm sözlerim

YIne de sana laf söyletmedim mavilim, mavilim...

Sokaklarda yankilandi adin

Sensizlige hiç alisamadim

Tüm sözlerim küskün sana

Yine yalnizim ay isiginda

Pazar, Kasım 12, 2006

Kendini bana benzetmeye çalışan kişi

Tarih 26 temmuz 1999
Saat 14:00
Yer sosyal sigortalar kurumu
Yanda gördüğünüz şahsiyet dünyaya geldi
Benim 1 tane kardeşim
Bu zamana kadar geçen tam 8 yıl ne zaman büyüyecekte okula gidecek dediğimiz kişi şuanda 2.sınıfa gidiyor.
Zaman ne çabuk geçiyor. Beni en çok mutlu eden cümlesi abi keşke senin gibi karizmatik olsam demesiydi yani bana benzemeye çalıştığının sinyallerini verdi
:-)),,,

Cumartesi, Kasım 11, 2006

Ve monopoly


İşte bu malumunuz monopoly gecesi.Kadirin hanifenin ve benim en mutlu olduğumuz günlerden biri.Suanda ben hanifeyle ortagız ve kadiri batırıyoruz yanş kadir beyaz bayrak sallamakta:-))
Yani anlıyacagınız sabah saatin 6 sına kadar monopoly faslı. EE bide monopoly'den önce ata faslı var tabi .adama bayılıyorum kaardeşim
Faslı biraz kısa kesiyorum detayları kuzen hanifeden öğrenebilirsiniz:-))),,,

İnsanoğlu


İnsanoğlu nankördür.Neden mi?
İnsanoglunun yaşam evresi bence doğmak büyümek ve yaşlanmaktan ibarettir.
Ama, biz insanlar hayatın tadını çıkarmak değilde hayatı kendimize zindan edebiliyoruz.
Yani insanlar gelişme evresinde türlü türlü kötü yollara sapıyor.Mesela sigara;herkez dertten kederden başladım der ama can sıkıntısından sigaraya başladığını söylemez
neden???
Çoğunlukla büyümek dediğimiz olay-yani her şeyi ben iyi bilirim evreleri-ama bilmezlerki hiç bir şey bilmiyorlar sadece cahillik.
Daha başka başka bir örnek hava sıcak olur çok sıcak,hava yağmurlu olur keşke güneş açsa!!!
Ama keşki tenimizin, nefesimizi,bedenimizin ve en önemlisi aklımızın kıymetini bilebilsek
Şu resmi bi inceleyelim;
dersanedeyim önümde yaprak test ve kalem sırada oturuyorum cebimde de bir paket sigara. Aslında dersaneye ben ders çalışmak ve üniyi kazanmak için gittim ama kazanamadım.Ben peki ne yaptım???
Derste makara kantinde makara 8. katta makara yok yok aslında 8. katta grup olarak sigara faslı iyi gider demi hiç gitmez olur mu grup olarak 8. kattasın en sevdiğin arkadaşların yanında sigara içiyosun o an mutlusun!!!
İlerleyen zamanlarda ki daha önemlisi sınava 1 ay kala her perşembe sinema faslı yalnız etütleri ekip de sinema faslı dikkatinizi çekerim
Vesonunda boşa giden bir sene 0+0=0
İnsanoğlu nankördür

Cuma, Kasım 10, 2006

Hayat bir sınavdan ibaret

Aslında bu günüm çok güzel ama bir o kadar yorucu başladı.Sabah uyandım ilk defa kahvaltı yaptım ve işe biraz geçde olsa gittim:-)).EE ilk defa kahvaltı yapıyoz saati tutturamadım.Neyse ve artık işteyim bide iş yerinde tost yedim üstüne cigara... Tostumu yedim bekiyorum şekli birileri beni kıskanıcak (karşı cins ama neeyse (o ünlünün adı neydi..???))...Sıra geldi mal taşımaya taşıdık ettik makara kikiri saate bi baktım 5 olmuş.Sonra arkadaş aradı annesini acile kaldırmış gel diyo gitmesek ayıp olur gittik nihayetinde.Ama gitmez olaydım trafik kazası olmuş hastanede feryat figan ne yazıkki iki kişi vefat etmiş.E bizimde orda canımız yandığı için anlıcanız kötü oldum.Bu cümleyi çok kullanıyorum ama vaz geçmicem.HAYATIN İNSANI NEREYE SÜRÜKLEYECEĞİ BELLİ OLMUYO bugün bakmışın yarın yoksun...! :-((

Perşembe, Kasım 09, 2006

Derin sohpet

Evet aradan yaklaşık yarım saat geçti. Biraz zorda olsa yazıyorum.Hakkını vermek lazım hanifenin yani benim kuzinin kızar sonra demii...Aslında bugün çok yorgunum uyuyup dinlenmem gerekiyo ama ben ne yapıyorum bilgisayar başından kalkamıyorum.Sevgili kuzenim bana psikoloji dersi veriyo...
Mesela adamın biri çay poşetini tanımamış neden e hasta tanımaz tabi bende olsam bende tanımam.
Yani adam poset diyo ama çay poseti olduğunu söyleyemiyo o sekilde bu hastalığın üzücü yanı ömürboyu olmasıymış kuzen öyle anlattı bende dinledim :-) ,,,